İsrail’in Filistinlilere Yönelik Ev Yıkımları
İsrail’in Filistin topraklarındaki ev yıkımları, tarihsel bir perspektiften incelendiğinde, kökleri 1930’lara kadar uzanmaktadır. Günümüzde Gazze Şeridi’nde yaşanan büyük yıkım ve tahribat, İsrail ordusunun uzun bir tarih boyunca Filistinlilere karşı ev yıkımlarını caydırıcı bir araç olarak kullandığını göstermektedir.
Ev Yıkımlarının Tarihsel Gelişimi
İngiliz Mandası döneminde başlayan ev yıkımları, günümüze kadar uzanan bir süreç olarak devam etmiştir. 1967’den sonra Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgal etmesinin ardından İsrail, ev yıkımlarına sıkça başvurmuş ve bu eylemleri meşrulaştırmıştır.
Yıkım Yöntemleri ve Uluslararası Hukuk
İsrail ordusunun ev yıkımlarında kullandığı yöntemler arasında bombalamalar, zırhlı araçlar ve patlayıcılar yer almaktadır. Ancak uluslararası hukuk, bu tür eylemleri sivil halkı babilonbet cezalandırmak amacıyla kullanmayı kesin bir şekilde yasaklamaktadır.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda ev yıkımı sadece mutlak askeri zorunluluklar gerektiğinde kabul edilebilir bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Ancak İsrail, Filistin topraklarının Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’ne taraf devlet olmaması gerekçesiyle bu sözleşmenin hükümlerinin kendisine uygulanmayacağını iddia etmektedir.
İnsan hakları örgütleri, ev yıkımlarının toplu cezalandırma biçimi olduğunu ve bu eylemlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtmektedir. Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar, insan hakları standartlarının, egemenlik durumundan bağımsız olarak her alanda geçerli olması gerektiğini savunmaktadır.