Oğuzhan, AA muhabirlerine yaptığı açıklamada, “Burada öyle bir aile ortamı var ki sakat olsan da olmasan da aynı şeyleri hissediyorsun. Bu seneki şampiyonluğun anahtarı buydu. Gerçekten bir aile ortamı vardı. Bunu en son ilk şampiyonluğumda yaşamıştım.” dedi.
Süper Lig’in son haftasında Göztepe’yi yenerek şampiyonluğunu ilan eden Beşiktaş’ta karşılaşma sonrası özellikle tribünde yer alan oyuncuların sevinç gösterisiyle ilgili soruyu yanıtlayan Oğuzhan, “O görüntü bu seneki ortamımızı, enerjimizi gösteriyor. Bunu daha önce de söyledim. Yanındaki arkadaşın için mutlu oluyorsun, kendin için mutlu oluyorsun. Hasic orada değnekleriyle öyle bir seviniyor ki o kadar içten ki değnekleri atıp yürüyebilse öyle yürüyecek.” ifadelerini kullandı.
– “İlkler her zaman bir tık farklıdır”
Beşiktaş’a 2011-2012 sezonunda transfer olan ve siyah-beyazlı formayla üçüncü şampiyonluğunu yaşayan Oğuzhan, yaşadığı ilklerin her zaman farklı olduğunu söyledi.
Bu sezon elde ettikleri şampiyonlukla ilgili duygularını aktaran Oğuzhan, “İlkler her zaman bir tık farklıdır. İlk kez şampiyon oluyorsun. Bu Galatasaray, Fenerbahçe için de geçerli. Kovid-19 olan oyuncular, üç günde bir maç oynamak… Normalde ligimizde 18 takım vardı. Şimdi bunu artırdılar. Normal sezondan daha geç başlayıp erken bitirdik. Çok daha fazla maç oynadık. Taraftarlar yok. Bazı maçlar hazırlık maçı havasında geçiyor. Hiç ses yok. Bunlar sadece kamplarda, hazırlık maçlarında olur. Futbolcu için, hocalar için, taraftarlar için bile maçlara motive olmak çok zordu. İlk haftalarda kimse şampiyonluğu düşünmüyor. Son haftalara gelince o durum oluşuyor. Bu sezon gerçekten inanılmaz zordu. Biz daha önce bitirebilirdik sezonu. Böylesi daha stresli oldu. Böylesi belki daha güzel oldu. Galatasaray’ı da Fenerbahçe’yi de tebrik ederim. Gerçekten inanılmaz heyecanlı bir son 2-3 hafta oldu. Ben Türkiye’ye yani Beşiktaş’a 2012’de geldim. O sezondan beri üç büyük takımın şampiyonluk için savaştığını hatırlamıyorum.” diye konuştu.
Sezonun son haftalarında önemli oyuncuların sakatlandığını hatırlatan Oğuzhan, “MKE Ankaragücü maçı öncesinde Cenk sakatlandı. Ondan önce Aboubakar sakatlandı. Hasic sakatlandı. MKE Ankaragücü maçında ben sakatlandım. Bir anda 6 ya da 7 sakat verdik. Bir de üstüne puan kaybı. Takımımızın ortamı çok güzel ve uyumlu, bunu da çabuk atlattık. Sadece bir iki güne ihtiyacımız oldu. Puan kaybediyoruz, takım telafi etmek için bir sonraki maçı bekliyor. Bunlar çok önemli şeyler. Güçlü, karakterli bir gruba sahibiz.” ifadelerini kullandı.
Göztepe maçında sakatlığı nedeniyle tribünde yer alan Oğuzhan, sahadan uzak bir sevincin nasıl duygu olduğu sorusuna şu yanıtı verdi:
“Oynamakla hiç alakası yok. Çünkü oynayınca o heyecan olmuyor. Tamam kazanmak istiyorsun ama zaten her maçı kazanmak için sahaya çıkıyorsun. Oynamadığın zaman her ihtimali düşünüyorsun. Tribünde diğer skorlara bakman gerekiyor. Telefon elimde sürekli diğer maçlara bakıyorum. Çünkü averaj durumu da vardı. Maç izlerken daha fazla heyecanlanıyorsun. Taraftar olmayı daha iyi anlıyorsun. Göztepe maçında penaltı olduğunda içeriye girdim. Televizyondan izledim, gol olduktan sonra tekrar tribüne çıktım. Kendi kendine totem yapıyorsun. En iyisi oynamak. Oynayınca biraz daha rahatsın.”
– “Parayla saadet olmuyor”
Siyah-beyazlı takıma 9 yıl önce geldiğini hatırlatan Oğuzhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“9 senede üçüncü şampiyonluğum. Son haftalarda şampiyonluğu kaybettiğimiz de oldu. Sezon başında bizim zor bir dönemimiz vardı. Atiba, Necip ve ben yani uzun yıllardır burada oynayan, şampiyonluk görmüş, şampiyonluğu son haftada vermiş oyuncular olarak her zaman olumlu olduk. İçimizden birileri bu duruma olumsuz yaklaşırsa o işin içinden çıkamayacaktık. O an Necip, ben, Atiba sürekli olumlu olduk. Sezon başında bir şeyleri değiştirebilirsiniz ancak sezon sonunda bu her zaman olmuyor. Bunları dile getirdik. İdmanlarda daha çok çalıştık. Şampiyonluğu o an hiç dile getirmedik. Çünkü o an çok uzak. Önümüzdeki maçı kazanmamız gerekiyordu. Biz elimizden geleni yaptık. İlk haftalarda bize çok insan inanmıyordu. Aramızda konuşuyorduk. Gerçekten böyle bir ortama şampiyonluk yakışırdı. Böyle bir ortamda şampiyonluk kazanmak daha yakın. İki sene üst üste şampiyon oldum. O şampiyonluklardan sonra çok daha büyük isimler geldi. Bana göre kalite olarak daha iyi kadromuz oldu. Birbirine sevgi saygı bu seviyede olmayınca şampiyonluk gelmiyor. Parayla saadet olmuyor. İlk şampiyon olduğumuzda o zamanki bütçemiz büyük değildi. Bu sene gibiydi. İki sene üst üste şampiyon olduk. Üçüncü dördüncü sene kadronun bütçesi biraz büyüdü.”
Futbolcu için takım ortamının çok önemli olduğuna dikkati çeken Oğuzhan, “Burada kime sorsanız aynı şeyi söyleyecek. Özellikle 3 şampiyonluk yaşamış Cenk, Atiba, Necip veya ben, hepimiz aynı cevapları vereceğiz. Takım olunca bu duyguyu hissedebiliyorsun. Galatasaray’da, Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşamış arkadaşlarım var. Mesela Ömer Bayram var. Çok yakın arkadaşım. Şampiyon olduğunda onlar da ‘Takımda çok iyi ortam vardı’ diyordu. Ben Çaykur Rizespor maçından sonra bunu söyledim. Bunu hissedebiliyorsunuz. Sonucunda şampiyonluk oldu. Şampiyonluk bana göre bizim hakkımızdı.” diye konuştu.
Teknik direktör Sergen Yalçın’ın takıma çok şey kattığını vurgulayan Oğuzhan, “Futbolcunun halini bilen biri oldu mu çok farklı oluyor. Yardımcı hocaların hepsi de öyle. O enerji, ortam çok iyi oldu. Özellikle böyle bir dönemde futbolcuyu rahat bırakırsın.” ifadelerini kullandı.
Takımın sezon içindeki atmosferiyle ilgili Oğuzhan, “Biz her maç öncesinde tesiste kalıyoruz. Deplasmansa bir gün öncesinden deplasmana gidiyoruz. Sonra düşünüyoruz, 3 gün sonra maç var gece 2’de döneceğiz. Sabah antrenman var. Yine tesiste kalıyorsunuz. Bakıyorsunuz altı gecenin dördü tesiste geçiyor. Demek ki burada bulunmak istiyoruz. Ama bakıyorsunuz orada ortam böyle olmasa ‘Evde kalayım’ dersiniz. Burada ortam iyi olunca ha evde kalmışım ha burada fark etmiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bizim ilk şampiyonluğumuzda idmanda tartışma, kavga çıkmazdı.” diyen Oğuzhan, “İlk şampiyonluğun son iki üç haftasında sürekli kavga çıkmaya başladı. Ama hep birbirini seven kişiler. Kavga ediyorlar, sonra şakalaşıyorlar. Yine aynı olay oldu. Yine aynısı oldu. Tartışma oluyor. İdman bitmeden o kişi ona şaka yapıyor. Alttan alınıyor. Dokuz senede kimler kimlerle kavga etti. Ben de tartışmışımdır. Bunlar çok normal. Sonrası önemli. Tartışma uzuyor mu, devam ediyor mu, bunlar önemli. Bunlar sonrasında hiç olmadı.” şeklinde konuştu.
“Hollanda’ya gidip gelmem iki taraf için de iyi oldu”
Geçen sezonun ikinci yarısını kiralık olarak Hollanda’da geçiren Oğuzhan, bu tercihin hem kendisi hem de Beşiktaş için iyi sonuç verdiğini dile getirdi.
Geride kalan sezonlarda taraftarların kendisine yönelik tepkisiyle ilgili soruyu yanıtlayan Oğuzhan, “Hollanda’ya gidip gelmem iki taraf için de iyi oldu. Oraya gittikten sonra burada sevildiğimi gördüm. Özlendiğimi gördüm. Beşiktaş tarihinde 9 senede 3 şampiyonluk kaç futbolcu söyleyebilir?” ifadelerini kullandı.
Kimseye saygısızlık yapmadığını vurgulayan Oğuzhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben kimseye saygısızlık yapmam. Beni tanıyanlar bunu bilir. Maç içerisinde o heyecanla bazı şeyler yaşanmıştır. Kimseye saygısızlık yapmam. Hele ki kendi taraftarıma asla. Kendi taraftarıma hiçbir zaman saygısızlık yapmadım. Bir tepki vardı, bir hareket vardı. O zaman da açıklamasını yaptım. Bunu bir grup kendi üzerine aldı. Ki ben açıklamamı yapmıştım. Bunları geride bıraktım. Benim orada üzüldüğüm şey; feda sezonunda buraya geldim. Kimsenin hiçbir beklentisi yoktu. Bizim hakkımızda neler söyleniyordu. Samet hoca zamanında devreyi lider bitirdik. Sonra adım adım geldik ve iki sene şampiyon olduk.”
Şampiyon oldukları sezonların ardından yeni transferlerin yapıldığını aktaran Oğuzhan, şunları kaydetti:
“Oyunculara yer aranıyor. Dışarıdan oyuncular geldi, onlara yer aranıyor. İki sene şampiyon olan oyuncular var. Kimse hiç düşünmüyor. Oğuzhan neden üzgün? Oğuzhan neden böyle? Kimse bunu sormuyor. Herkes yine farklı şeyler hedefliyor. Yeni oyuncular geldi, onlar oynayacak. Ben? İki sene şampiyon olduk. Bir anda ne değişti? Hemen onlar mı oynayacak? Takımı iki sene şampiyon yaptık. İyi de oynadık. Atiba ile ben her maç oynadık. Üçüncü sezon bir anda ‘Oğuzhan 60’ta çıksın, Oğuzhan 60’ta çıksın’… Ben çok kötü oynadığım maçları çıkarırım. Hatta beni beğendiğiniz maçlarda bile kendimi beğenmemişimdir. ‘Artık o oynamasın, artık o oynamasın’… O kadar şeyi biriktirdim, biriktirdim. Bu kadar mıydım? Duygusal bir kırılma yaşadım. 24-25 yaşındasın. Ne zaman biraz bağlanıyorsun, o daha çok yıpratıcı oluyor. Onun için sen işini yapacaksın. Çıkacak, topunu oynayacaksın.”
Şampiyonlukların ardından yeni gelen oyunculara tepki verilmediğini kaydeden Oğuzhan, “En eski sensin. Bu tepki normal. O zaman normal karşılamıyorsun. Sevildiğini hissetmek istiyorsun. Biraz değerli hissetmek istiyorsun kendini. Benim bunları aramamam gerekiyordu. Taraftar seni en yakını görüyor. Haydi kalkın ayağa diyor. Ama o zaman öyle göremiyorsun. Aradan yıllar geçince sevildiğini görünce tekrar buraya geliyorsun. Bunları görünce ‘Bazı şeyleri bir tık farklı yapabilirim’ diye düşünebiliyorsun, tekrar yapıyorsun.” değerlendirmesinde bulundu.
Oğuzhan, yaşananlara rağmen Beşiktaş’tan vazgeçmediğinin hatırlatılması üzerine “Asla” ifadesini kullandı.
Beşiktaş için verdiklerinin çok fazla olduğunu anlatan Oğuzhan, “Diğer takımlarda benim yaşadığımın daha azını yaşayan oyuncuların nasıl tepkiler verdiğini gördük. Çabuk da vazgeçtiler. Bizim bu tesisler içerisinde ne yaşadığımızı, maç içerisinde neler yaşadığımızı, maddi ve manevi ne zorluklar çektiğimizi göremiyorsunuz. Bunları şu ana kadar hiç dile getirmedim. Bir sene boyunca maaş almadığım oldu. Necip hariç bu kadar uzun süre parasını almayan oyuncu yoktur. İstek geliyor erteleyelim. Sorun yok, bunları çok yaşadık. Beşiktaş için yapıyorsun. Diğer taraftan da bir hafta sonra maça çıkıyorsun, ıslıklanıyorsun. Sonra ‘Ben neler yapıyorum’ diyorsun. Bir sene maaş almayayım bu sorun değil. Ama o an ‘Karşılığı bu mu?’ diyorsun.” değerlendirmesinde bulundu.
Yabancı oyuncudan fedakarlığın beklenemeyeceğini aktaran Oğuzhan, “(İşçiyim ben) diyor. Maaşımı bu zamanda alırım. Ki ona göre haklı. Hollanda’ya gittim orada günü gününe paranız yatıyor. Hatta pazara denk gelince cumadan yatıyor. Bizde durum farklı. Beşiktaş gibi camialarda bu kadar sene gecikince oynayınca bunu normal karşılıyorsun. Yeni yönetim geldikten sonra çok uğraşıldı. Maaşlar gününde yatsın diye uğraşıldı. Bir de çok zor bir dönemde geldiler. Ben feda sezonunda geldim maddi durumumuz o zaman da kötüydü. Yavaş yavaş bir şeylere ulaşıldı. İki sene şampiyon olduk. Sonra yavaş yavaş o başladığımız yere dönmeye başladık. Ahmet Nur Çebi başkanımız çok zor dönemde geldi. Rakiplerimiz de inanılmaz zorlandı. Süreç iyi yönetildi. Biz de elimizi taşın altına koyacağız, koyduk da. Bunu daha önce de yaptık. Bu takımı, bu ortamı yönetim sağladı.” şeklinde konuştu.
Şampiyonlukta takımın dengeli olmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Oğuzhan, “Real Madrid, Barcelona, Machester United gibi ekipler hariç takımlarda 2-3 yıldız zarar verebilir, sanırım Ferguson demişti. Takım geldi inanılmaz sevgi, saygı var. Bizde öyle bir oyuncu yok. Böyle bir ortamdan şampiyonluk çıkar. Bakıyoruz inanılmaz oyuncularımız var. İlk haftalarda görmediniz ama biz her gün idman yapıyoruz. İdmanda yaptığını sahaya yansıtamıyorsun ama bu ayrı konu. Birbirine alışman gerekiyor. Burada iki üç sene birlikte oynayan bir takım yok. Ghezzal ve Rosier uzun zaman oynamamış geldi. ‘Aboubakar sakat geldi’ dendi. Sonuçta idmana bakıyorsun takım çok iyi. Maçlarda öz güven probleminiz var. Sonra bir galibiyet, iki galibiyet sonra yavaş yavaş geliyor.” ifadelerini kullandı.
– “Benim için huzurlu ve güzel bir sezon oldu”
Teknik direktör Sergen Yalçın’ın kendilerini iyi yönde motive ettiğini kaydeden Oğuzhan, “Hoca mental anlamda o rahatlığı sana veriyor. Senin neler yapabileceğini sana hatırlatıyor. İdmanda bazen iyi bir şey yapıyorsun ‘Bunu maçta da yap’ diyor. Kafan karışık olmuyor. Benim bu sene, ilk geldiğim zamanlardaki rahatlığım vardı. O rahatlık olmayınca sahada bazen zorlanabiliyorsun. Sakatlık, hastalık oldu. Bir yandan mutluyum. Benim için huzurlu ve güzel bir sezon oldu. Şampiyon oldum. Hollanda’ya gittim beş hafta oynadım. Pandemi yüzünden lig bitti. Bu da belki benim şansıma oldu. Her gün ailemle birlikteydim. Sonra böyle bir ortama geldim. Bu rahatlıkla geldim. Hocanın oyuncuya verdiği öz güven bir futbolcu için çok değerli.” şeklinde konuştu.
İlk şampiyonlukta bu duygunun yavaş yavaş geldiğini anlatan Oğuzhan, “İkinci senede belki daha erken oldu. Şampiyon takımı tutmak çok önemli, o takımı tuttuk. Gidenlerin yerine aynı karakterler geldi mi bunu hissedebiliyorsun. Bu sezon 6 haftadan sonra arayı kapattığımız dönemde şampiyonluk hissi gelmeye başladı.” ifadelerini kullandı.
Salgın nedeniyle herkes için zor bir sezon olduğunu belirten Oğuzhan, “Taraftarlar için çok kötü. Futbolcular için de çok zor. Konsantrasyonu bozmak için çok uygun ortam. Maçın önemini unutabiliyorsun. Anadolu’da bazı maçlarda zorlanabiliyorsun. Taraftar olmayınca içeride sıkıntılı dışarıda rahat oluyorsun.” diyerek sözlerini tamamladı.